1943

1 – 15 Mayıs 1943: Manhattan Projesi Hayata Geçiriliyor

 1 Mayıs 1943 ABD hükümetinin atom silahları programı olan çok gizli Manhattan Projesi, Tennessee, Oak Ridge’de bir nükleer reaktör inşa ediyor. Uranyum çubuklarla delinmiş dev bir grafit bloğu olan X-10 reaktörü, teorik bir “atom bombası” oluşturmanın ilk adımı olan plütonyum adlı bir element yaratıyor. Manhattan Projesi bilim adamları, bir nükleer bomba için teorik “Gadget” kod adının etkilerini hesaplıyor. Patlamanın on milyonlarca derece sıcaklığa ulaşacağını ve en az 2 kilometre boyunca ölümcül radyoaktivite yayacağını tahmin ediyorlar.

Manhattan Projesi, Tennessee, Oak Ridge

Manhattan Projesi

Manhattan Projesi, nükleer silah üretmek üzere II. Dünya Savaşı sırasında ABD, Kanada ve İngiltere tarafından başlatılan proje. Projenin bilimsel başkanlığını fizikçi Robert Oppenheimer, askeri başkanlığını ise General Leslie R. Groves üstlenmiştir. Proje başarıyla sonuçlanmış, 16 Temmuz 1945 tarihinde Trinity adı verilen denemede dünyanın ilk nükleer bombası New Mexico eyaletinin Alamogordo kenti yakınlarında patlatılmıştır. Kanada’da proje kapsamında Port Radium’daki uraninit işleyen Eldorado Maden ocağı’nda hiçbir önlem alınmadan ve radyoaktif bilgilendirme yapılmadan 1942 yılından 1960 yılına kadar çalıştırılan ve radyoaktif cevheri bez çuvallarla taşıttırılan Deline (Délı̨ne) kabilesinden Kızılderili Sahtular arasında kanser sonucu ölümler başgöstermiş ve Deline köyünün bütün yetişkin erkekleri ölmüş ve köyün adı “Dullar Köyü” (village of widows) olarak anılmaya başlanmıştır. 1999 yılında Peter Blow tarafından yapılan Village of Widows adlı belgesel filmde Sahtuların maruz kaldıkları radyoaktif dehşet belgelenmiştir. (Vikipedia’dan)

Port Darwin

Kuzey Avustralya’daki Port Darwin bombalandı: Mitsubishi Zero ve diğer Japon uçakları kasabayı vurdu ve hava alanını harap etti. Yepyeni Spitfire savaş uçaklarını uçuran Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri, saldırganlarla savaşmaya çalışırken Japonlar tarafından hırpalandı.

William Gropper May Day 1943 Poster

2 Mayıs 1943 Sanatçı William Gropper, 1 Mayıs’ı kutlamak için, tüm Müttefik ulusların askerlerinin devasa bir direğin etrafında dans ettiğini, iplerinin Mihver güçlerinin liderleri olan Hitler, Mussolini ve Tojo’yu boğduğunu gösteren bir poster hazırlıyor.

UMW Coal Problen, 1943

3 Mayıs 1943 ABD hükümeti, büyük bir işçi grevi sırasında yakıt üretmeyi denemek ve sürdürmek için tüm kömür madenlerinin kontrolünü ele geçirdi. Birleşik Maden İşçileri sendikasının emriyle 480.000 Amerikalı madenci grev yaptı. “Ulusal Savaş Çalışma Kurulu”nun işverenler ve sendikalar arasında pazarlık yapıp, hayati sektörlerde grevleri yasaklaması bekleniyordu ancak güçlü UMW sendikası, Başkan’ın işe dönme emrini görmezden geldi.

4 Mayıs 1943 Müttefik istihbaratı, Almanları bu yıl Yunanistan’ı işgal etmeyi planladıkları konusunda ikna etmek için karmaşık bir aldatma çalışması olan Barclay Operasyonu’nu başlattı. Müttefikler böylece Sicilya’ya yapılacak gerçek saldırıyı gizlemeye çalışacak… İngilizler, Kahire’de, var olmayan tümenlerden oluşan “12. Ordu”ya komuta eden sahte bir karargâh kurmakla kalmayıp, Yunan tercümanları işe alıyor ve Balkanların haritalarını sipariş ediyorlar. Müttefik istihbaratı, mevcut herhangi bir hileyi kullanarak Alman kuvvetlerini Sicilya’dan uzaklaştırmak için çaresiz. Churchill’in “Husky Operasyonu” çıkarmalarının planlanması sırasında söylediği gibi: “Lanet bir aptal dışında herkes bunun (operasyon hedefinin) Sicilya olduğunu bilir.”

Binbaşı William Martin

5 Mayıs 1943 Huelva’da (İspanya) hiç yaşamamış bir adam için cenaze töreni düzenlendi: İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri’nden Binbaşı William Martin, cesedi İspanya kıyılarında yüzerken bulundu. Binbaşı William Martin olduğu söylenen kişi gerçekte, bir aldatma kampanyası olan Mincemeat Operasyonu’nda İngiliz Donanma istihbaratı tarafından yerleştirilen bir Galli serserinin cesedi. Glyndwr Michael bu yılın başlarında fare zehiri yediği için öldü. Kraliyet Donanması üniforması giymiş vücudu bir İngiliz denizaltısı tarafından İspanya kıyılarına bırakıldı. Cesede iliştirilmiş, Müttefiklerin Yunanistan’ı (Sicilya’yı değil) işgal etmeyi planladıklarını öne süren sahte belgeler bulunmakta. İngiliz diplomatlar İspanyol makamlarının “Binbaşı Martin” tarafından taşınan belgeleri Almanlara teslim etmelerini talep ediyor. Umulduğu gibi, Alman istihbaratı konuyla ilgileniyor ve cesede kelepçeli bir evrak çantasında bulunan gizli mektupları görmeleri için Faşist yanlısı İspanyollara baskı yapıyor.

Amerikan, İngiliz ve Fransız orduları, Kuzey Afrika’daki son Mihver muharebesine yaklaşıyor; İtalyan ve Alman kuvvetleri, Bizerte ve Tunus’un kalan limanlarından yavaş yavaş sevk ediliyor. Luftwaffe Akdeniz’de geri çekildiğinden Müttefiklere tam bir hava üstünlüğü sağlıyor.

Varşova, 1943

6 Mayıs 1943 SS güçleri ve onların Faşist yardımcıları, Alman işgali altındaki Varşova’daki Yahudi gettosunu yağmalıyor, gizli sığınakları yıkıyor ve saklandıkları yerlerde yüzlerce Yahudiyi ele geçiriyor.  Hemen vurulmayanlar Treblinka toplama kampına gönderiliyor. Varşova gettosunda saklanan genç bir kadın günlüğünü tutuyor: “5 zor ve trajik gün geçti; 45 kişiyi daha aldığımızdan beri sığınak artık kalabalık.” “Duygularımız korkunç. Bazı insanlar yerde bilinçsizce yatıyor. En savunmasız çocuklar. 3 gün boyunca yemek yemedik. Herkes yardım için yalvarıyor. Çoğu, hemen hemen hepsi, haykırıyor: ‘Tanrım! güç, bize merhamet et.’ Tanrı… cevap vermiyor.” Varşova’daki meçhul kadın günlük yazarı: “Her şey alevler içinde. Dünyanın sonu gelmiş gibi görünüyor.” Günlük şuradan okunabilir.

İngilizler, Tunus’ta ileriyor, 1943

7 Mayıs 1943 İngiliz birlikleri, II. Amerikan Kolordusu’nun Bizerte’nin kontrolünü ele geçirmesinden 5dakika sonra Tunus başkentini ele geçirerek Tunus’a doğru ilerliyor. Kuzey Afrika’da kalan iki Mihver limanı artık Müttefiklerin elinde.

ONS-5 Müttefik konvoyu

8 Mayıs 1943 Liverpool’dan Halifax’a giden müttefik konvoyu ONS-5, Kuzey Atlantik’te bir Alman denizaltı saldırısına karşı kararlı bir şekilde savaştı. Ticaret konvoyu ve savaş gemisi eskortları 7 denizaltıyı batırdı ve 7 tanesi ciddi şekilde hasar gördü, Kriegsmarine’nin “wolfpack’ adıyla bilinen U boat saldırı gruplarında artık işler tersine döndü. “Müttefik Atlantik konvoyları artık denizaltı karşıtı taktikler ve uzun menzilli bombardıman devriyelerinden her biri bir delik açmaya yetecek kadar TNT ile yüklenen 24 şarj ateşleyen “Kirpi” havanlarına kadar Alman U-botlarını yok etmek için yeni silahlarla donatıldı. Açık okyanusta 7 gün süren bir savaşta 43 denizaltı, Konvoy ONS-5’i yok etmeye çalıştı ancak 13 geminin batmasına rağmen, Alman kayıpları felaket oldu. 6 denizaltı, U-125, U-192, U-438, U-531, U-630 ve U-638, yalnızca son 24 saat içerisinde batırıldı.

9 Mayıs 1943 ABD’de Anneler Günü- ve çoğu silahlı kuvvetlerde oğulları ve kızları olan Amerikalı anneler, bu vesileyle ABD savaş çabaları için bağış toplamaya teşvik ediliyor.

Tunus’taki Mihver ordularının kalıntıları, Cape Bon yarımadasından kaçan Müttefik orduları tarafından geri püskürtülüyor.

10 Mayıs 1943 Varşova’daki Yahudi gettosunu yok eden Almanlar, Yahudi Savaş Örgütü’nün (ZOB) komuta sığınağını keşfetti. Naziler cepheden saldırıya geçmek yerine gaz hortumlarını sığınağa iterek 100’lerce direnen Yahudi’yi öldürdüler. ŻOB lideri Mordechai Anielewicz geçen ay bir arkadaşına son bir mektup yazmıştı: “En önemli şey, hayatımın rüyasının gerçekleşmesi. Gettodaki Yahudilerin meşru müdafaası gerçekleşti. Yahudi misillemesi ve direnişi bir gerçek haline geldi.”

Hitler’in Yetki Yasası

11 Mayıs 1943 10 yıl önce imzalandığında Almanya Şansölyesi olarak Hitler’e koşulsuz yasal yetkiler veren Yetki Yasası, Führer’in kararnamesi ile süresiz olarak uzatıldı. Nazilerin artık Almanya’yı yönetmek için Reichstag’ın incir yaprağına ihtiyacı yok.

Naziler kitap yakarken

Bugün Nazilerin, Yahudi yazarların, Marksistlerin, pasifistlerin, liberallerin ve “yozlaşmış” sanatçıların eserlerini yok ederek iktidarı ele geçirdikten sonra kitaplarını törenle yakmasının 10. yıldönümü. Bu vesileyle, ABD’deki en büyük 300 kütüphane bayraklarını yarıya indirdi.

12 Mayıs 1943 Amerikan Deniz Kuvvetleri Sekreteri Frank Knox, basın toplantısında, “Müttefiklerin Sicilya’ya sahip olması açıkça muazzam bir kazanç olacaktır” diyerek, yanlışlıkla Akdeniz’de planlanan Müttefik saldırısına dair büyük bir ipucu veriyor. Almanlar bunu “beceriksiz bir sis perdesi” olarak reddediyor.

Çin’deki Japon Seferi Kuvvetleri, Hunan, Changjiao’da vahşi bir sivil katliamı başlattı. Çin Kuomintang Ordusu kuşatmadan kaçmayı başardı. Öfkeli Japon Ordusu yerel halka acımasız misillemeler yapıyor. Changjiao’daki Çinli sivil Guolu Ping: “Japon askerleri, gülerek kadınların hamile karınlarını tekmeleyerek çocuklarını düşürttü.” Guolu Ping, babası ve kardeşlerinin yanında süngüleniyor: “İlk bıçak kalın ceketimi zar zor deldi … beni yine sırtımdan ve karnımdan bıçakladılar.” Bir hafta süren saldırıda, Changjiao’daki Japon Ordusu, 30.000 Çinli sivili katletti ve binlerce kadına tecavüz etti.

Tunus’taki son Mihver kuvvetleri teslim olurken

14 Mayıs 1943 Kuzey Afrika’da 2 yıl, 11 ay ve 3 gün süren savaşın ardından Tunus’taki son Mihver kuvvetleri teslim oldu. Afrikakorps 164. Piyade Tümeni resmen silahlarını bırakan son birlik oldu. Müttefiklerin elindeki son liman şehirleri Tunus ve Bizerte ile Kuzey Afrika’daki Mihver güçleri erzak tedarik etmek imkamını kaybetmişti. 230.000 İtalyan ve Alman toplu halde teslim oluyor.

Tunus’taki Faşist lider General Giovanni Messe: “Bayrağımızın Afrika topraklarındaki son ve son savunucusu olan İtalyan Ordusu, sonuna kadar savaşacak.” Tunus’ta kalan 80.000 İtalyan, Müttefikler tarafından kuşatıldı ve bombalandığında Mussolini tarafından teslim olmaları emredildi. Kuzey Afrika’daki Mihver kuvvetleri teslim olurken, Müttefikler artık Fas’tan Suriye’ye kadar güney Akdeniz kıyı şeridinin tamamını kontrol ediyor.

Avustralya Hastane Gemisi Centaur

Avustralya Hastane Gemisi Centaur, Queensland kıyılarında seyir halindeyken saldırıya uğradı. Parlak bir şekilde aydınlatılmış ve savaş kuralları uyarınca yasadışı bir hedef olarak, bir Japon denizaltısı tarafından torpidolandı. Gemideki 12 hemşireden (ve 332 sağlık personelinden) biri olan Rahibe Ellen Savage: “İki müthiş patlamayla uyandım ve neredeyse yataktan fırladım… Zihnimden bunun bir torpido patlaması olduğunu anladım. O anda gemi alevler içindeydi. ” ‘Bu doğru kızlar, hemen atlayın’ diyen komutanımıza rastladım… Gemi batmak üzereydi. Her şey 3 dakika içinde oldu.” Rahibe Savage saldırıdan sonra hayatta kalan tek hemşire. Hospital Ship Centaur’dan 268 yolcu öldü. Açıkça işaretlenmiş bir hastane gemisinin Japonlar tarafından batırılması ve özellikle 11 hemşirenin ölümü Avustralya ve Müttefik ülkelerde öfkeye neden oldu. Avustralya Başbakanı, Japonya’nın “sınırsız vahşetini” kınıyor ve gemilerini karartılmış silahlı gemilere dönüştürmeyi planlıyor.

Dünya çapında devrime adanmış bir Sovyet örgütü olan Komünist Enternasyonal (Komintern), Josef Stalin’in emriyle feshedilior. Böylece SSCB, müttefiklerine, özellikle İngiltere ve SSCB’ye, Almanya’ya karşı savaşı kazanmaya odaklanma konusunda güvence vermek istiyor.